5 - MAİDE
Bismillahirrahmanirrahim
1. Ya eyyühellezıne
amenu evfu bil ukud ühıllet leküm behımetül en'ami illa ma yütla aleyküm
ğayra mühıllis saydi ve entüm hurum innellahe yahkümü ma yürıd
2.
Ya eyyühellezıne amenu la tühıllu şeairallahi ve leş şehral harame
ve lel hedye ve lel kalaide ve la ammınel beytel harame yebteğune fadlem
mir rabbihim ve rıdvana ve iza haleltüm fastadu ve la yecrimenneküm
şeneanü kavmin en sadduküm anil mescidil harami en ta'tedu ve teavenu
alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah
innellahe şedıdül ıkab
3. Hurrimet aleykümül meytetü ved demü
ve lahmül hınzıri ve ma ühille li ğayrillahi bihı vel münhanikatü vel
mevkuzetü vel müteraddiyetü ven netıyhatü ve ma ekeles sebüu illa ma
zekkeytüm ve ma zübiha alen nüsubi ve en testaksimu bil ezlam zaliküm
fisk elyevme yeissellezıne keferu min dıniküm fe la tahşevhüm vahşevn
elyevme ekmeltü leküm dıneküm ve etmentü aleyküm nı'metı ve radıytü
lekümül islame dına fe menidturra fı mahmesatin ğayra mütecanifil li
ismin fe innellahe ğafurur rahıym
4. Yes'eluneke maza ühılle
lehüm kul ühılle lekümüt tayyibatü ve ma alemtüm minel cevarihı
mükellibıne tüallimunehünne mimma allemekümüllah fe külu mimma emsekne
aleyküm vezkürüsmellahi aleyhi vettekullah innellahe serıul hısab
5.
Elyevme ühılle lekümüt tayyibat ve taamüllezıne utül kitabe hıllül
leküm ve taamüküm hıllül lehüm vel muhsanatü minel mü'minati vel
muhsanatü minellezıne utül kitabe min kabliküm iza ateytümuhünne
ücurahünne muhsınıne ğayra müsafihıyne ve la müttehızı ahdan ve mey
yekfür bil ımani fe kad habita amelühu ve hüve fil ahırati minel hasirın
6. Ya eyyühellezıne amenu iza kuntüm iles salati fağsilu
vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm
ilel ka'beyn ve in küntüm cünüben fettahheru ve in küntüm merda ev ala
seferin ev cae ehadüm minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem
tecidu maen fe teyemmemu saıydan tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve
eydıküm minh ma yürıdüllahü li yec'ale aleyküm min haraciv ve lakiy
yürıdü li yütahhiraküm ve li yütimme nı'metehu aleyküm lealleküm
teşkürun
7. Vezküru nı'metellahi aleyküm ve mısakahüllezı
vasekaküm bihı iz kultüm semı'na ve eta'na vettekullah innellahe alımün
bi zatis sudur
8. Ya eyyühellezıne amenu kunu kavvamıne
lillahi şühedae bil kıstı ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin ala ella
ta'dilu ı'dilu hüve akrabü lit takva vettekullah innellahe habırum bi ma
ta'melun
9. Veadellahüllezıne amenu ve amilus salihati lehüm mağfiratüv ve ecrun azıym
10. Vellezıne keferu ve kezzebu bi ayatina ülaike ashabül cehıym
11.
Ya eyyühellezıne amenüzküru nı'metellahi aleyküm iz hemme kavmün ey
yebsütu ileyküm eydiyehüm fe keffe eydiyehüm ankü vettekullah ve
alellahi fel yetevekkelil mü'minun
12. Ve le kad ehazellahü
mısaka benı israıl ve beasna minhümüsney üşera nekıyba ve kalellahü innı
meaküm lein ekamtümüs salate ve ateytümüz zekate ve amentüm bi rusülı
ve azzertümuhüm ve akradtümüllahe kardan hasenel le ükeffiranne anküm
seyyiatiküm ve le üdhılenneküm cennatin tecrı min tahtihel enhar fe men
kefera ba'de zalike minkümfe kad dalle sevaes sebıl
13. Fe
bima nakdıhim mısakahüm leannahüm ve cealna kulubehüm kasiyeh
yüharrifunel kelime ammevadııhı ve nesu hazzam mimma zükkiru bih ve la
tezalü tettaliu ala hainetim minhüm illa kalılem minhüm fa'fü anhüm
vasfah innellahe yühıbbül muhsinın
14. Ve minellezıne kalu
inna nesara ehazna mısakahüm fe nesu hazzam mimma zükkiru bihı fe
ağrayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kıyameh ve sevfe
yünebbiühümüllahü bi ma kanu yasneun
15. Ya ehlel kitabi kad
caeküm rasulüna yübeyyinü leküm kesıram mimma küntüm tuhfune minel
kitabi ve ya'fu an kesır kad caeküm minellahi nuruv ve kitabüm mübın
16.
Yehdı bilillahü menittebea rıdvanehu sübüles selami ve yuhricühüm
minez zulümati ilen nuri bi iznihı ve yehdıhim ila sıratım müstekıym
17.
Le kad keferallezıne kalu innellahe hüvel mesıhunü meryem kul fe mey
yemlikü minellahi şey'en in erade ey yühlikel misıhabne meryeme ve
ümmehu ve men fil erdı cemıa ve lillahi mülküs semavati vel erdı ve ma
beynehüma yahlüku ma yeşa' vallahü ala külli şey'in kadır
18.
Ve kaleltil yehudü ven nesara nahnü ebnaüllahi ve ehıbbaüh kul fe
lime yüazzibüküm bi zünubiküm bel entüm beşerum mimmen halak yağfiru li
mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa' ve lillahi mülküs semavati vel erdı ve
ma beynehüma ve ileyhil mesıyr
19. Ya ehlel kitabi kad caeküm
rasulüna yübeyyinü leküm ala fetratim miner rusüli en tekulu ma caena
mim beşıriv ve la nezırin fe kad caeküm beşıruv venezır vallahü ala
külli şey'in kadır
20. Ve iz kale musa li kavmihı ya
kavmizküru nı'metellahi aleyküm iz ceale fıküm embiyae ve cealleküm
mülukev ve ataküm ma lem yü'ti ehadem minel alemın
21. Ya kavmidhulül erdal mükaddesetelletı ketebellahü leküm ve la terteddu ala edbariküm fe tenkalibu hasirın
22. Kalu ya musa inne fıha kavmen cebbarıne ve inna len nedhuleha hatta yahrucu minha fe iy yahrucu minha fe inna dahılun
23.
Kale racülani minellezıne yehafune en'amellahü aleyhimedhulu
aleyhimül bab fe iza dehaltümuhü fe inneküm ğalibune ve alellahi fe
tevekkelu in küntüm mü'minın
24. Kalu ya musa inna len nedhuleha ebedem ma damu fıha fezheb ente ve rabbüke fe katila inna hahüna kaıdun
25. Kale rabbi innı la emlikü illa nefsı ve ehıy fefruk beynena ve beynel kavmil fasikıyn
26. Kale fe inneha müharrametün aleyhim erbeıyne seneh yetıhune fil erdı fe la te'se alel kavmil fasikıyn
27.
Vetlü aleyhim nebeebney ademe bil hakk iz karraba kurbanen fe
tükubbile min ehadihima ve lem yütekabbel minel ahar kale le aktülennek
kale innema yetekabbelül lahü minel müttekıyn
28. Leim besatte ileyye yedeke li taktülenı ma ene bi basitıy yediye ileyke li aktülek innı ehafüllahe rabbel alemın
29. İnnı ürıdü en tebue bi ismı ve ismike fe tekune min ashabin nar ve zalike cezaüz zalimın
30. Fe tavveat lehu nefsühu katle ehıyhi fe katelehu fe asbeha minel hasirın
31.
Fe beasellahü ğurabey yebhasü fil erdı li yüriyehu keyfe yüvarı
sev'ete ehıyh kale ya veyleta eaceztü en ekune misle hazel ğurabi fe
üvariye sev'ete ehıy fe asbeha minen nadimın
32. Min ecli
zalike ketebna ala benı israıle ennehu men katel nefsem bi ğayri nefsin
ev fesadin fil erdı fe keennema katelen nase cemıa ve men ahyaha fe
keennema ahyan nase cemıa ve le kad caethüm rusülüna bil beyyinati sümme
inne kesıram minhüm ba'de zalike fil erdı le müsrifun
33.
İnnema cezaüllezıne yüharribunellahe ve rasulehu ve yes'avne fil erdı
fesaden ey yükattelu ev yüsallebu ev tükattaa eydıhim ve ercülühüm min
hılafin ev yünfev minel ard zalike lehüm hızyün fid dünya ve lehüm fil
ahırati azabün azıym
34. İllellezıne tabu min kabli en takdiru aleyhim fa'lemu ennellahe ğafurur rahıym
35. Ya eyyühellezıne amenüttekullahe vebteğu ileyhil vesılete ve cahidu fı sebılihı lealleküm tüflihun
36.
İnnellezıne keferu lev enne lehüm ma fil erdı cemıav ve mislehu
meahu li yeftedu bihı min azabi yevmil kıyameti ma tükubbile minhüm ve
lehüm azabün elım
37. Yürıdune ey yahrucu minen nari ve ma hüm bi haricıne minha ve lehüm azabüm mükıym
38. Ves sariku ves sarikatü faktau eydiyehüma cezaem bima keseba nekalem minellah vallahü azızün hakım
39. Fe men tabe mim ba'di zulmihı ve asleha fe innellahe yetubü aleyh innellahe ğafurur rahıym
40.
E lem ta'lem ennellahe lehu mülküs semavati vel erdı yüazzibü mey
yeşaü ve yağfiru li mey yeşa' vallahü ala külli yeş'in kadır
41.
Ya eyyüher rasulü la yahzünkellezıne yüsariune fil küfri minellezıne
kalu amenna bi efvahihim ve lem tü'min kulubühüm ve minellezıne hadu
semmaune lil kezibi semmaune li kavmin aharıne lem ye'tuk yüharrifunel
kelime mim ba'di mevadııh yekulune in utıtüm haza fe huzuhü ve il lem
tü'tevhü fahzeru ve mey yüridillahü fitnetehu fe len temlike lehu
minellahi şey'a ülaikellezıne lem yüridillahü ey yütahhira kulubehüm
lehüm fid dünya hızyüv ve lehüm fil ahırati azabün azıym
42.
Semmaune lil kesibi ekkalune lis suht fe in cauke fahküm beynehüm ev
a'rıd anhüm ve in tu'rıd anhüm fe ley yedurruke şey'a ve in hakemte
fahküm beynehüm bil kıst innellahe yühıbbül muksitıyn
43. Ve
keyfe yühakkimunee ve ındehümüt tevratü fıha hukmüllahi sümme
yetevellevne mim ba'di zalik ve ma ülaike bil mü'minın
44.
İnna enzelnet tevrate fıha hüdev ve nur yahkümü bihen
nebiyyunellezıne eslemu lillezıne hadu ver rabbaniyyune vel ahbaru
bimestuhfizu min kitabillahi ve kanu aleyhi şüheda' fe la tahşevün nase
vahşevni ve la teşteru bi ayatı semenen kalıla ve mel lem yahküm bi ma
enzelellahü fe ülaike hümül kafirun
45. Ve ketebna aleyhim
fıha ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel üzüne
bil üzüni ves sinne bis sinni vel cüruha kısas fe men tesaddeka bihı fe
hüve keffaratül leh ve mel lem yahküm bima enzelellahü fe ülaike hümüz
zalimun
46. Ve kaffeyna ala asarihim bi ıysebni meryeme
müsaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve ateynahül incıle fıhi
hüdev ve nuruv ve müsaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve hüdev
ve mev'ızatel lil müttekıyn
47. Vel yahküm ehlül incıli bima enzelellahü fıh ve mel lem yahküm bima enzelellahü fe ülaike hümül fasikun
48.
Ve enzelna ileykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi
minel kitabi ve mühayminen aleyhi fahküm beynehüm bima enzelellahü ve la
tettebı' ehvaehüm amma caeke minel hakk li küllin cealna minküm
şir'atev ve minhaca ve lev şaellahü le cealeküm ümmetev vahıdetev ve
lakil li yeblüveküm fı ma ataküm festebikul hayrat ilellahi merciuküm
cemıan fe yünebbiüküm bi ma küntüm fıhi tahtelifun
49. Ve
enıhküm beynehüm bi ma enzelellahü ve la tettebı' ehvaehüm vahzerhüm ey
yeftinuke amba'dı ma enzelellahü ileyk fe in tevellev fa'lem ennema
yürıdüllahü ey yüsıybehüm bi ba'dı zünubihim ve inne kesıram minen nasi
le fasikun
50. E fe hukmel cahiliyyeti yebğun ve men ahsenü minellahi hukmel li kavmiy yukınun
51.
Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül yehude ven nesara evliya'
ba'duhüm evliyaü ba'd ve mey yetevellehüm minküm fe innehu minhüm
innellahe la yehdil kavmez zalimın
52. Fe terallezıne fı
kulubihim meraduy yüsariune fıhim yekulune nahşa en tüsıybena dairah fe
asellahü ey ye'tiye bil fethı ev emrim min ındihı fe yusbihu ala ma
eserru fı enfüsihim nadimın
53. Ve yekulüllezıne amenu
ehaülaillezıne aksemu billahi cehde eymanihim innehüm le meaküm habitat
a'malühüm fe asbehu hasirın
54. Ya eyyühellezıne amenu mey
yertedde minküm an dınihı fe sevfe ye'tillahü bi kavmiy yühıbbühüm ve
yühıbbunehu ezilletin alel mü'minıne e ızzetin alel kafirıne yücahidune
fı sebılillahi ve la yehafune levmete laim zalike fadlüllahi yü7tıhi mey
yeşa' vallahü vasiun alım
55. İnnema veliyyükümüllahü ve rasulühu vellezıne amenüllezıne yükıymunes salate ve yü'tunez zekate ve hüm rakiun
56. Ve mey yetevellellahe ve rasulehu vellezıne amenu fe inne hızbellahi hümül ğalibun
57.
Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül lezınettehazu dıneküm hüzüvev
ve leıbem minellezıne utül kitabe min kabliküm vel küffara evliya'
vettekullahe in küntüm mü'minın
58. Ve iza nadeytüm iles salatittehazuha hüzüvev ve leıba zalike bi ennehüm kavmül la ya'kılun
59.
Kul ya ehlel kitabi hel tenkımune minna illa en amenna billahi ve ma
ünzile ileyna ve ma ünzile min kablü ve enne ekseraküm fasikun
60.
Kul hel ünebbiüküm bi şerrim min zalike mesubeten ındellah mel
leanehüllahü ve ğadıbe aleyhi ve ceale minhümül kıradete vel hanazıra ve
abedet tağut ülaike şerrum mekanev ve edallü an sevais sebıl
61. Ve iza cauküm kalu amenna ve kad dehalu bil küfri ve hüm kad haracu bih vallahü a'lemü bi ma kanu yektümun
62. Ve tera kesıram minhüm yüsariune fil ismi vel udvani ve eklihimüs suht le bi'se ma kanu ya'melun
63. Lev la yenhahümür rabbaniyyune vel ahbaru an kavlihimül isme ve eklihimüs suht le bi'se ma kanu yasneun
64.
Ve kaletil yehudü yedüllahi mağluleh ğullet eydıhim ve lüınu bi ma
kalu bel yedahü mebsutatani yünfiku keyfe yeşa' ve le yezıdenne kesıram
minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve küfra ve elkayna
beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kıyameh küllema evkadu naral
lil harbi atfeehellahü ve yes'avne fil erdı fesada vallahü la yühıbbül
müfsidın
65. Ve lev enne ehlel kitabi amenu vettekav le kefferna anhüm seyyiatihim ve le edhalnahüm cennatin neıym
66.
Ve lev ennehüm ekamüt tevrate vel incıle ve ma ünzile ileyhim mir
rabbihim le ekelu min fevkıhim ve min tahti erculihim minhüm ümmetüm
muktesıdeh ve kesırum minhüm sae ma ya'melun
67. Ya eyyüher
rasulü bellığ ma ünzile ileyke mir rabbik ve il lem tef'al fe ma
bellağte risaleteh vallahü ya'sımüke minen nas innellahe la yehdil
kavmel kafirun
68. Kul ya ehlel kitabi lestüm alal şey'in
hatta tükıymüt tevrate vel incıle ve ma ünzile ileyküm mir rabbiküm ve
le yezıdenne kesıram minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve
küfra fe la te'se alel kavmil kafirın
69. İnnellezıne amenu
vellezıne hadu ves sabiune ven nesara men amene billahi vel yevmil ahıri
ve amile salihan fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
70.
Le kad ehazna mısaka benı israıle ve erselna ileyhim rusüla küllema
caehüm rasulüm bi ma la tehva enfüsühüm ferıkan kezzebu ve ferıkay
yaktülun
71. Ve hasibu ella tekune fitnetün feamu ve sammu
sümme tabellahü aleyhim sümme amu ve sammu kesırum minhüm vallahü
basıyrum bima ya'melun
72. Le kad keferallezıne kalu innellahe
hüvel mesıhubnü meryem ve kalel mesıhu ya benı israıla'büdüllahe rabbı
ve rabbeküm innehu mey yüşrik billahi fe kad harramellahü aleyhil
cennete ve me'vahün nar ve ma liz zalimıne min ensar
73. Le
kad keferallezıne kalu innellahe salisü selaseh ve ma min ilahin illa
ilahüv vahıd ve il lem yentehu amma yekulune le yemessennellezıne keferu
minhüm azabün elım
74. E fe la yetubune ilellahi ve yestağfiruneh vallahü ğafurur rahıym
75.
Mel mesıhubnü meryeme illa rasul kad halet min kablihir rusül ve
ümmühu sıddıkah kana ye'külanit taam ünzur keyfe nübeyyinü lehümül ayati
sümmenzur enna yü'fekun
76. Kul e ta'büdune min dunillahi ma la yemlikü leküm darrav ve la nef'a vallahü hüves semıul alım
77.
Kul ya ehlel kitabi la tağlu fı dıniküm ğayral hakkı ve la tettebiu
ehvae kavmin kad dallu min kablü ve edallu kesırav ve dallu an sevais
sebıl
78. Lüınellezıne keferu mim benı israıle ala lisani davude ve ıysebni meryem zalike bima asav ve kanu ya'tedun
79. Kanu la yetenahevne amünkerin fealuh lebi'se ma kanu yef'alun
80.
Tera kesıram minhüm yetevellevnellezıne keferu le bi'se ma kaddemet
lehüm enfüsühüm en sehıtallahü aleyhim ve fil azabi hüm halidun
81. Ve lev kanu yü'minune billahi vne nebiyyi ve ma ünzile ileyhi mettehazuhüm evliyae ve lakinne kesıram minhüm fasikun
82.
Le tecidenne eşedden nasi adavetel lillezıne amenül yehude vellezıne
eşraku ve le tecidenne akrabehüm meveddetel lillezıne amenüllezıne kalu
inna nesara zalike bi enne münhüm kıssısıne ve ruhbanev ve ennehüm la
yestekbirun
83. Ve iza semiu ma ünzile iler rasuli tera
a'yünehüm tefıdu mined dem'ı mimma arafu minel hakk yekulune rabbena
amenna fektübna meaş şahidın
84. Ve ma lena la nü'minü billahi ve ma caena minel hakkı ve natmeu ey yüdhılena rabbüna meal kavmis salihıyn
85. Fe esabehümüllahü bima kalu cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve zalike ceazül muhsinın
86. Velelızne keferu ve kezzebu bi ayatina ülaike ashabül cehıym
87. Ya eyyühellezıne amenu la tüharrimu tayyibati ma ehallellahü leküm ve la ta'tedu innellahe le yühıbbül mu'tedın
88. Ve külu mimma razekakümüllahü halalen teyyibev vettekullahellezı entüm bihı mü'minun
89.
La yüahızükümüllahü billağvi fı eymaniküm ve lakiy yüahızüküm bima
akkadtümül eyman fe keffaratühu ıt'amü aşerati mesakıne min evsetı ma
tut'ımune ehlıküm evkisvetühüm ev tahrıru rakabeh fe mel lem yecid fe
sıyamü selaseti eyyam zalike kefferatü eymaniküm iza haleftüm vahfezu
eymaneküm kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm teşkürun
90.
Ya eyyühellezıne amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel
ezlamü ricsüm min ameliş şeytani fectenibuhü lealleküm tüflihun
91.
İnnema yürıdüş şeytanü ey yukıa beynekümül adavete vel bağdae fil
hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salah fe hel entüm
müntehun
92. Ve etıy'ullahe ve etıy'ur rasule vahzeru fe in tevelleytüm fa'lemu ennema ala rasulinel belağul mübın
93.
Leyse alellezıne amenu ve amilus salihati cünahun fıma taımu iza
mettekav ve amenu ve amilus salihati sümmettekav ve amenu sümmettekav ve
ahsenu vallahü yühabbül muhsinın
94. Ya eyyühellezıne amenu
le yeblüvenne kümüllühü bi şey'im mines saydi tenalühu eydıküm ve
rimahuküm li ya'lemellahü mey yehafühu bil ğayb fe menı'teda ba'de
zalike fe lehu azabün elım
95. Ya eyyühellezıne amenu la
taktülüs sayde ve entüm hurram ve men katelehu minküm müteammiden fe
ceazüm mislü ma katele minen neami yahkümü bihı zeva adlim minküm hedyem
baliğal ka'beti ev keffaratün taamü mesakıne ev adlü zalike sıyamel li
yezuka ve bale emrih afallahü amma selef ve men ade fe yentekımüllahü
minh vallahü azızün züntikam
96. Ühılle leküm saydül bahri ve
taamühu metaal leküm ve lis seyyarah ve hurrime aleyküm saydül birri ma
düntüm huruma vettekullahellezı ileyhi tuhşerun
97.
Cealellahül ka'betel beyteh harame kıyamel lin nasi veş şehral harame
vel hedye vel kalaid zalike li ta'lemu ennellahe ya'lemü ma fis
semavati ve ma fil erdı ve ennellahe bi külli şey'in alım
98. I'lemu ennellahe şedıdül ıkabi ve ennellahe ğafurur rahıym
99. Ma aler rasuli illel belağ vallahü ya7lemü ma tübdune ve ma tektümun
100. Kul la yestevil habisü vet tayyibü ve lev a'cebeke kesratül habıs fettekullahe ya ülil elbabi lealleküm tüflihun
101.
Ya eyyühellezıne amenu la tes'elu an eşyae in tübde leküm tesü'küm
ve in tes'elu anha hıyne yünezzelül kur'anü tübde leküm afallahü anha
vallahü ğafurun halım
102. Kad seeleha kavmün min kabliküm sümme asbehu biha kafirın
103.
Ma cealellahü mim behıyrativ ve la saibetiv ve la vesıyletiv ve la
hamiv ve lainnellezıne keferu yefterune alellahil kezib ve ekseruhüm la
ya'kılun
104. Ve iza kıyle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve
iler rasuli kalu hasbüna ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm
la ya'lemune şey'ev ve la yehtedun
105. Ya eyyühellezıne amenu
aleyküm enfüseküm la yedurruküm men dalle izehtedeytüm ilellahi
mirciuküm cemıan fe yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun
106. Ya
eyyühellezıne amenu şehadetü beyniküm iza hadara ehadekümül mevtü hıynel
vesıyyetisnani zevaadlim minküm ev aharani min ğayriküm in entüm
darabtüm fil erdı fe esabetküm müsıybetül mevt tahbisunehüma mim ba'dis
salati fe yuksimani billahi inirtebtüm la neşterı bihı semenev ve lev
kane za kurba ve la nektümü şehadetellahi inna izel le minel azimın
107.
Fe in usira ala ennehümestehakka ismen fe aharani yekumani
mekamehüma minellezı nestehakka aleyhimül evleyani fe yuksimani billahi
le şehadetüna ehakku min şehadetihima ve ma'tedeyna inna izel le minez
zalimın
108. Zalike edna ey ye'tu biş şehadeti ala vechiha ev
yehafu en türadde eymanüm ba'de eymanihim vettekullahe vesmeu vallahü la
yehdil kavmel fasikıyn
109. Yevme yecmeullahür rusüle fe yekulü ma za ücibtüm kalu la ilme lenav inneke ente allamül ğuyub
110.
İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nı'metı aleyke ve ala validetik
iza eyyedtüke bi ruhıl kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz
alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl ve iz tahlüku minet
tıyni ke hey'etit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayram bi iznı
ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz huricül mevta bi iznı ve iz
kefeftü benı israıle anke iz ci'tehüm bil beyyinati fe kalellezıne
keferu minhüm in haza illa sıhrum mübın
111. Ve iz evhaytü ilel havariyyıne en aminu bı ve bi rasulı kalu amenna veşhed bi ennena müslimun
112.
İz kalel havariyyune ya ıysebne meryeme hel yestetıy'u rabbüke ey
yünezzile aleyna maidetem mines sema' kalettekullahe in küntüm mü'minın
113. Kalu nürıdü en ne'küle minha ve tatmeinne kulubüna ve na'leme en kad sadaktena ve nekune aleyha mineş şahidın
114.
Kale ıysebnü meryemellahümme rabbena enzil aleyna maidetem mines
semai tekunü lena ıydel li evvelina ve ahırina ve ayetem mink verzukna
ve ente hayrır razikıyn
115. Kalellahü innı münezzilüha
aleyküm fe mey yekfür ba'dü minküm fe innı üazzibühu azabel la üazzibühu
ehadem minel alemın
116. Ve iz kalellahü ya iysebne meryeme e
ente kulte lin nasittehızunı ve ümmiye ilaheyni min dunillah kale
sübhaneke ma yekunü lı en ekıle ma leşse lı bi hakk in küntü kultühu fe
kad alimteh ta'lemü ma fı nefsı ve la a'lemü ma fı nefsik inneke ente
allamül ğuyub
117. Me kultü lehüm illa ma emartenı bihı
enı'büdüllahe rabbı ve rabbeküm ve küntü aleyhim şehıdem ma dümtü fıhim
felemma teveffeytenı künte enter rakıybe aleyhim ve ente ala külli
şey'in şehıd
118. İn tüazzibhüm fe innehüm ıbadük ve in tağfir lehüm fe inneke entel azızül hakım
119.
Kalellahü haza yevmü yenfeus sadikıyne sıdkuhüm lehüm cennatün tecrı
min tahtihel enharu halidıne fıha ebeda radıyellahü anhüm ve radu anh
zalikel fevzül azıym
120. Lillahi mülküs semavati vel erdı va ma fıhinn ve hüve ala külli şey'in kadır
Türkçe Meali
5 - Maide
Bismillahirrahmânirrahîm
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre adını, 112. ve 114. âyetlerde yer alan
1.
Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı
helâl saymamanız kaydıyla, okunacak (bildirilecek) olanlardan başka
hayvanlar, size helal kılındı. Şüphesiz Allah istediği hükmü verir.
2.
Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu din) nişanelerine, haram aya, hac
kurbanına, (bu kurbanlıklara takılı) gerdanlıklara ve de Rab'lerinden
bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâ'be'ye gelenlere sakın saygısızlık
etmeyin. İhramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i
Haram'dan alıkoydular diye bir takımlarına beslediğiniz kin, sakın ha
sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva (Allah'a karşı
gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere
yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah'ın cezası
çok şiddetlidir.
3. Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan
başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz
hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş,
boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar
ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla
kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a
itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten)
ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün
sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin
için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda
kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah
çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
4. (Ey Muhammed!)
Sana, kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: "Size
temiz ve hoş olan şeyler, bir de Allah'ın size verdiği yeteneklerle
eğitip alıştırdığınız avcı hayvanların tuttuğu (avlar) helâl kılındı.
Onların sizin için tuttuklarından yiyin. Onu (av için) salarken üzerine
Allah'ın adını anın (besmele çekin). Allah'a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz, Allah hesabı çabuk görendir.
5. Bu gün size temiz ve
hoş şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri
size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mü'min kadınlardan
iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan
iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina
etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de
inanılması gerekenleri inkar ederse bütün işlediği boşa gider. Ahirette
de o, ziyana uğrayanlardandır.
6. Ey iman edenler! Namaza
kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve
-başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın.
Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya
seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten)
gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su
bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve
ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük
çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini
tamamlamak ister ki şükredesiniz.
7. Allah'ın üzerinizdeki
nimetini ve "işittik, itaat ettik" dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi
kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten
sakının. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla
bilendir.
8. Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle
ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan
kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah'a karşı
gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
9.
Allah, iman edip salih ameller işleyenler hakkında, "Onlar için bir
bağışlama ve büyük bir mükafat vardır" diye vaatte bulunmuştur.
10. İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar var ya; işte onlar cehennemliklerdir.
11.
Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir
topluluk size el uzatmaya (tecavüze) kalkışmıştı da Allah (buna engel
olmuş) onların ellerini sizden çekmişti. Allah'a karşı gelmekten
sakının. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.
12.
Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on
iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyle demişti: "Sizinle
beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekatı verir ve elçilerime
inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak)
Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim
ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan
sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır."
13.
İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları
lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden
kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları
istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!)
İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine
de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.
14. "Biz hıristiyanız" diyenlerden de sağlam söz almıştık.
Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir
kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar
sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını
onlara bildirecek!
15. Ey kitap ehli! Artık size elçimiz
(Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden
birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah'tan
bir nur ve apaçık bir kitap (Kur'an) gelmiştir.
16. Allah
onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve onları
izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola
iletir.
17. Andolsun, "Allah, Meryemoğlu Mesih'dir", diyenler
kesinlikle kâfir oldular. De ki: "Şâyet Allah, Meryemoğlu Mesih'i, onun
anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah'a karşı
kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin
hükümranlığı Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye hakkıyla
gücü yetendir."
18. (Bir de) yahudiler ve hıristiyanlar, "Biz
Allah'ın oğulları ve sevgili kullarıyız" dediler. De ki: "Öyleyse
(Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de
onun yarattıklarından bir beşersiniz." (Allah) dilediğini bağışlar,
dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunanların
da hükümranlığı Allah'ındır. Dönüş de ancak onadır.
19. Ey
kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada "Bize ne
müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı" demeyesiniz diye,
işte size (hakikatı) açıklayan elçimiz (Muhammed) geldi. (Evet,) size
bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla gücü
yetendir.
20. Hani Mûsâ kavmine demişti ki: "Ey kavmim!
Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani içinizden peygamberler
çıkarmıştı. Sizi hükümdarlar kılmıştır ve (diğer) toplumlardan hiçbirine
vermediğini size vermişti."
21. "Ey kavmim! Allah'ın size yazdığı kutsal toprağa girin. Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz."
22.
Dediler ki: "Ey Mûsâ! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü, zorba bir
millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer
oradan çıkarlarsa biz de gireriz."
23. Korkanların içinden
Allah'ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: "Onların
üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz
galiplersiniz. Eğer mü'minler iseniz yalnızca Allah'a tevekkül edin."
24. Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça biz oraya
asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaşın. Biz burada
oturacağız."
25. Mûsa, "Ey Rabbim! Ben ancak kendime ve
kardeşime söz geçirebilirim. Artık bizimle, o yoldan çıkmışların arasını
ayır" dedi.
26. Allah şöyle dedi: "O halde orası onlara kırk
yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp
dolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme."
27. (Ey
Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani
ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden
kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka
öldüreceğim" demişti. Öteki, "Allah ancak kendisine karşı gelmekten
sakınanlardan kabul eder" demişti.
28. "Andolsun! Sen beni
öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi
uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım."
29. "Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını
da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır."
30. Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu.
31.
Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp
gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar
olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz
miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
32.
Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: "Kim, bir
insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak
karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her
kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları
yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve
âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ)
yeryüzünde aşırı gitmektedir.
33. Allah'a ve Resûlüne savaş
açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak
öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının
çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar
için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap
vardır.
34. Ancak onları ele geçirmenizden önce tövbe edenler
bunun dışındadırlar. Artık Allah'ın çok bağışlayıcı, çok merhamet edici
olduğunu bilin.
35. Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten
sakının, ona yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin ki
kurtuluşa eresiniz.
36. Şüphesiz yeryüzünde olanların hepsi ve
yanında bir o kadarı daha kendilerinin (kafirlerin) olsa da onu kıyamet
gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar onlardan yine
kabul edilmez. Onlara elem dolu bir azap vardır.
37. Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkabilecek değillerdir. Onlara sürekli bir azap vardır.
38.
Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak
üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç
sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
39. Her kim de işlediği
zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun
tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir.
40. Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı
Allah'a aittir. O dilediğine azap eder, dilediğini de bağışlar. Allah
her şeye hakkıyla gücü yetendir.
41. Ey Peygamber! Kalpten
inanmadıkları halde ağızlarıyla "İnandık" diyenler (münafıklar) ile
Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan
uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına
dinlerler. Kelimelerin (ifade içindeki) yerlerini bildikten sonra
yerlerini değiştirir ve şöyle derler: "Eğer size şu hüküm verilirse onu
tutun. O verilmezse sakının." Allah kimin azaba uğramasını istemişse
artık sen onun için asla Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar,
Allah'ın kalplerini temizlemeyi istemediği kimselerdir.Onlara dünyada
bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azap vardır.
42.
Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana
gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir.
Onlardan yüz çevirecek olursan sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer
hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil
davrananları sever.
43. Yanlarında içinde Allah'ın hükmü
bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun
ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi
kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir.
44. Şüphesiz
Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah'a)
teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini
Rabb'e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar
Allah'ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat'ın hak
olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden
korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah'ın indirdiği ile
hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.
45. Onda
(Tevrat'ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun,
kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de
bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur.
Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
46.
O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa'yı, önündeki Tevrat'ı
doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan,
önündeki Tevrat'ı doğrulayan, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için
doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil'i verdik.
47. İncil ehli Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.
48.
(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları
doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah'ın indirdiği
ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına
uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah
dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde
sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın.
Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz
şeyleri size bildirecektir.
49. Aralarında, Allah'ın indirdiği
ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah'ın sana indirdiğinin bir
kısmından (Kur'an'ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın.
Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle
onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki
yoldan çıkmışlardır.
50. Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü
mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü
Allah'ınkinden daha güzeldir?
51. Ey inananlar! Yahudi ve
hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar.
Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz
Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.
52. İşte
kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, "Başımıza bir felaketin
gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasında koşup durduklarını
görürsün. Ama Allah yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve
onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.
53.
(O zaman) iman edenler derler ki: "Sizinle beraber olduklarına dair
var güçleriyle Allah'a yemin edenler şunlar mı?" Bunların çabaları boşa
çıkmıştır. Böylece ziyan edenler olmuşlardır.
54. Ey iman
edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine
öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı
severler. Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı güçlü ve
onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir
kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah'ın bir lütfudur.
Onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
55.
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine
boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir.
56. Kim
Allah'ı, onun peygamberini ve inananları dost edinirse bilsin ki
şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir.
57. Ey
iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi
alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer
mü'minler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının.
58. Siz
namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu
şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
59.
De ki: "Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve daha önce
indirilmiş olan (ilahi kitap)lara inandığımızdan ve çoğunuzun da
fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz."
60. De ki:
"Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi?
Onlar, Allah'ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar
ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte
bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır."
61. (Yanınıza) küfürle girip yine (yanınızdan) küfürle
çıktıkları halde size geldiklerinde "İnandık" dediler. Allah onların
saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir.
62. Onlardan çoğunun
günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını
görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!
63. Bunları, din
adamları ve bilginler günah söz söylemekten ve haram yemekten
sakındırsalardı ya! Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!
64. Bir
de Yahudiler, "Allah'ın eli bağlıdır" dediler. Söylediklerinden ötürü
kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Hayır, onun iki eli de
açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen
(Kur'an) onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz
onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman
savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde
bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez.
65.
Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah'a karşı gelmekten
sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları Naim
cennetlerine koyardık.
66. Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve
Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur'an'ı) gereğince
uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol
rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama
onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!
67. Ey Peygamber!
Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği
peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan
korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.
68. De ki: "Ey Kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden
size indirileni (Kur'an'ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz."
Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'an onlardan çoğunun
taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için
üzülme.
69. Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler,
Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) "Allah'a
ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku
yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır" (diye hükmedilmiştir.)
70.
Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler
göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber onlara nefislerinin
hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar,
bir kısmını da öldürdüler.
71. (Bu yaptıklarında) bir bela
olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra (tövbe ettiler),
Allah da onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu kör ve
sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.
72.
Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle kafir
oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de
Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a ortak
koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı
da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur."
73.
Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler kafir oldu. Halbuki bir
tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse
andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap
dokunacaktır.
74. Hâlâ mı Allah'a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
75.
Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice
peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (Nasıl
ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi
nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da (haktan) çevriliyorlar.
76.
(Ey Muhammed!) De ki: "Allah'ı bırakıp da, sizin için ne bir zarara
ne de bir yarara gücü yeten şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah hakkıyla
işitendir, hakkıyla bilendir."
77. De ki: "Ey Kitap ehli!
Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, bir
çoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve
keyiflerine uymayın."
78. İsrailoğullarından inkar edenler,
Davud ve Meryemoğlu İsa diliyle lanetlendi. Bu, onların isyan etmeleri
ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.
79. İşledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü!
80.
Onlardan birçoğunun inkar edenleri dost edindiklerini görürsün.
Andolsun ki kendileri için önceden (ahirete) gönderdikleri şey; Allah'ın
onlara gazap etmesi ne kötüdür! Onlar azap içinde ebedi kalıcıdırlar.
81. Eğer Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilene (Kur'an'a)
inanıyor olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi. Fakat onlardan
birçoğu fasık kimselerdir.
82. (Ey Muhammed!) İman edenlere
düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile
Allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere
sevgi bakımından en yakınının da "Biz hıristiyanlarız" diyenler olduğunu
mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır.
Onlar büyüklük de taslamazlar.
83. Peygamber'e indirileni
(Kur'an'ı) dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin
yaşla dolup taştığını görürsün. "Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizi
şahitlerle (Muhammed'in ümmeti) ile beraber yaz" derler.
84.
"Rabbimizin, bizi salihler topluluğuyla beraber (cennete) koymasını
umarken, Allah'a ve bize gelen gerçeğe ne diye inanmayalım?"
85.
Dedikleri bu söze karşılık Allah onlara, devamlı kalacakları, içinden
ırmaklar akan cennetleri mükafat olarak verdi. İşte bu, iyilik
yapanların mükafatıdır.
86. İnkar edenlere ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar cehennemliklerdir.
87.
Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri
(kendinize) haram etmeyin ve (Allah'ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü
Allah haddi aşanları sevmez.
88. Allah'ın size rızık olarak
verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta
olduğunuz Allah'a karşı gelmekten sakının.
89. Allah, boş
bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile
yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti,
ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut
onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkanı) bulamazsa
onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit
yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah size
âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.
90. Ey iman
edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve
fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki
kurtuluşa eresiniz.
91. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza
düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak
ister. Artık vazgeçiyor musunuz?
92. Öyleyse Allah'a itaat
edin, peygambere itaat edin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Şayet
yüz çevirirseniz bilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.
93. İman edip salih ameller işleyenlere; Allah'a karşı
gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra
Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine
Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha
önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah iyilik edenleri
sever.
94. Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri,
ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbette
deneyecek ki, görmediği halde kendisinden korkanı ayırıp meydana
çıkarsın. Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederse ona
elem dolu bir azap vardır.
95. Ey iman edenler! İhramlı iken
(karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse
(kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ'be'ye hediye olarak varmak
üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir
edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle
keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü
sonucunu tatması içindir. Allah geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim
bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah mutlak güç
sahibidir, intikam sahibidir..
96. Sizin için de yolcular için
de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek
sizlere helal kılındı. Kara avı ise ihramlı olduğunuz sürece size haram
kılındı. Huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı gelmekten sakının.
97.
Allah; Ka'be'yi, o saygıdeğer evi, haram ayı hac kurbanını ve (bu
kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için
ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne
varsa hepsini Allah'ın bildiğini ve Allah'ın (zaten) her şeyi hakkıyla
bilmekte olduğunu bilmeniz içindir.
98. Bilin ki Allah'ın cezası çetindir ve Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
99. Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir. Allah sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir.
100.
(Ey Muhammed!) De ki: "Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna
gitse bile." Ey akıl sahipleri Allah'a karşı gelmekten sakının ki
kurtuluşa eresiniz.
101. Ey iman edenler! Size açıklandığı
takdirde sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur'an
indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Halbuki)
Allah onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen
cezalandırmaz, mühlet verir.)
102. Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kafir oldu.
103.
Allah ne "Bahîre" ne "Sâibe", ne "Vasîle" ne de "Hâm" diye bir şey
meşru kılmamıştır. Fakat, inkar edenler Allah'a karşı yalan
uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez.
104. Onlara,
"Allah'ın indirdiğine (Kur'an'a) ve Peygamber'e gelin" denildiğinde
onlar, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter" derler. Peki ya
babaları bir şey bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar da mı?
105.
Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız
yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O
zaman Allah size yaptıklarınızı haber verecektir.
106. Ey iman
edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman vasiyet sırasında aranızda
şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde
olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi
şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz
da Allah adına, "Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa
değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz
takdirde şüphesiz günahkârlardan oluruz" diye yemin ederler.
107.
(Eğer sonradan) o iki kişinin günaha girdikleri (yalan söyledikleri)
anlaşılırsa, o zaman, bu öncelikli şahitlerin zarar verdiği kimselerden
olan başka iki adam, onların yerine geçer ve "Allah'a yemin ederiz ki,
bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden elbette daha gerçektir. Biz
hakkı da çiğneyip geçmedik. Çünkü o takdirde biz elbette zalimlerden
oluruz" diye yemin ederler.
108. Bu (usul), şahitliği
layıkıyla yerine getirmeleri ve yeminlerinden sonra başka yeminlere
başvurulacağından endişe etmelerini sağlamak için en uygun çaredir.
Allah'a karşı gelmekten sakının ve dinleyin. Allah fasık toplumu doğruya
iletmez.
109. Allah'ın, peygamberleri toplayıp "siz(den sonra
davetiniz)e ne derece uyuldu?" diyeceği, onların da, "Bizim hiçbir
bilgimiz yok. Gaybleri hakkıyla bilen ancak sensin" diyecekleri günü
hatırlayın.
110. O gün Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu
İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni
Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin
iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı,
İncil'i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey
yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu.
Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani
benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen,
İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman ben seni onlardan
kurtarmıştım da onlardan inkar edenler, "Bu ancak açık bir büyüdür"
demişlerdi.
111. Hani bir de, "Bana ve Peygamberime iman edin"
diye havarilere31 ilham etmiştim. Onlar da "İman ettik. Bizim müslüman
olduğumuza sen de şahit ol" demişlerdi.
112. Hani havariler
de, "Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?"
demişlerdi. İsa da, "Eğer mü'minler iseniz Allah'a karşı gelmekten
sakının" demişti.
113. Onlar, "İstiyoruz ki ondan yiyelim,
kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü
ile) görmüş şahitlerden olalım" demişlerdi.
114. Meryem oğlu
İsa, "Ey Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce
gelenlerimize (zamanımızdaki dindaşlarımıza) ve sonradan geleceklerimize
bir bayram ve senden (gelen) bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen
rızıklandıranların en hayırlısısın" dedi.
115. Allah da, "Ben
onu size indireceğim. Ama ondan sonra sizden her kim inkar ederse artık
ben ona kainatta hiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim" demişti.
116.
Allah kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi
insanlara Allah'ı bırakarak beni ve anamı iki ilah edinin dedin?" İsa da
şöyle diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan
bir şeyi söylemem benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş
olsaydım elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama
ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla
bilensin."
117. "Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi
söyledim: Benim de Rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk edin
(dedim.) Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit idim. Ama beni
içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen
her şeye hakkıyla şahitsin."
118. . "Eğer onlara azap
edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan,
yine şüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin."
119. Allah şöyle diyecek: "Bugün, doğrulara, doğruluklarının
yarar sağlayacağı gündür." Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedi
kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da
Allah'dan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.
120. Göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyin hükümranlığı yalnızca Allah'ındır. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder