20 Haziran 2012 Çarşamba

Namaz Kılarsam Beni Dövüyor, Oruç Tutarsam Orucumu Bozduruyor"


Safvan b. Muattal es-Sülemî'nin hanımı, Resulullah'a (as) gelerek şöyle dedi: "O (yani kocam) namaz kılacak olsam beni dövüyor, oruç tutsam boz­duruyor ve güneş doğuncaya kadar sabah namazını kılmıyor" Resulullah (as) kadının anlattıklarını kocasına sordu. Safvan şöyle dedi: "(Hanımını) namaz kıldığında, kendisini dövdüğümü söylüyor. (Doğru çünkü) O, namaz kıldığında okumasını yasak ettiğim halde iki sureyi okuyor. (Oysa) Resulul­lah (as), 'bir tek sure dahi olsaydı insanlara yeterdi' buyurmuştur". Safvan konuşmasına devam ederek, "oruç tuttuğunda ona orucunu bozdurmam i-se, ne zaman boş kalsa oruç tutması, benimse genç bir insan olmam pe sab-redememem yüzünden" dedi. Resulullah (as), "bu durumda, kadın ancak kocasının izniyle (nafile) oruç tutar" buyurdu. Safvan, "benim güneş doğ­duğunda namaz kılmama gelince; biz ev balkı olarak ancak güneş doğdu-ğunda kalkabiliyoruz, (daha önce uyanamıyoruz)" dedi. Resulullah (as), "öyleyse uyandığında kıl"buyurdu.
Bu hadisi İbn-i Mâce rivayet etmiştir.
Ben diyorum ki, Ümmüİ Mü'minîn (inananların annesi) Hz. Aişe'ye (yu­karıdaki rivayette adı geçen Safvan'la zina ettiği yolunda-çev,) iftira edilmesi olayını nakleden (ve buna cevap olarak Safvan'ın cinsel iktidarı bulunmayan birisi olduğuna dikkat çeken-çev.) rivayetle burada anlatılan hadisin sözleri çelişki arzetmez

Keşke Çocukları Olmaksızın Ölseydi

Resululullah (as), ölen bir sahabesinden bahsederken, "keşke çocuksuz olarak ölseydi" dedi. Bunun nedeni sorulunca şöyle buyurdu: "Eğer bir kim­se çocuksuz olarak Ölürse cennette onun ölümüne ağlayacak çocuklarından kimsesi olmaz".
Bu hadisi Ebu Hasan İbn-i Hibban "Sahih" adlı eserinde rivayet etmiştir

Namazı Vaktinde Kılınız

Resulullah'a (as), namazı vaktin sonuna erteleyen yöneticilere karşı nasıl bir tepki gösterilmesi gerektiği sorulduğunda şöyle cevapladı: "Namazınızı vaktinde kılın, sonra da onlarla birlikte (bir kez daha) kılın, bu sizin için nafile bir namaz olur."
Bu hadis sahihtir.

18 Haziran 2012 Pazartesi

Ey Allah'ın Elçisi, Bana Yarar Sağlayacak Şeyleri Öğret!

Bir adam Resulullah'tan (as) fetva istedi ve şöyle dedi: "Ben Kur'an-ı Kerim'den hiçbir şey öğrenemiyorum (anlayamıyorum), bana yarar sağla­yacak bir şeyler öğret". Resulullah (as): "De ki, subhanallah, velhamdu lillah ve la ilahe illallah, vallahü ekber ve la havle ve'la kuvvete illa billab (yani, Allah'a eksik ve yaraşmaz nitelikler vermeyiz, O'nu tenzih ederiz, şükür Al­lah'a özgüdür, Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür ve Allah'tan başka güç ve kudret yoktur)" dedi. Adam, "ey Allah'ın'elçisi bunlar Allah Azze içindir. Peki benim için ne var?" diye sorunca Resulullah (as) şöyle bu­yurdu: "De ki, ey Allahtm! Bana rahmet et, hana sıhhat ve selamet ver, beni doğru yola hidayet et ve bana rtzık ver." Adam şöyle dedi: "Bunlar Allah Az-ze'nin elindedir ve onları sıkıca tutmuştur." Resulullah (as), "ama Allah Az­ze elini hayırla doldurmuştur" buyurdu.
Bu hadîsi Ebu Davud rivayet etmiştir.
Ebu Hureyre hurma ağacı fidanları dikerken Resulullah (as) O'na uğradı ve şöyle dedi: "Şu ektiğin fidanlardan daha hayırlısını göstereyim mi? Sub­hanallah velhamdülillah ve lailahe illa la h, vallahu ekber.. İşte bu (duanın) her bir parçası (sözcüğü ve harfi) için sana cennette bir ağaç dikilir."
Bu hadisi lbn-i Mâce rivayet etmiştir.
Resulullah'a (as) şöyle soruldu: "Hergün bin iyiliğin sevabını (hin hase­natı) nasıl kazanabiliriz?" O (as) şöyle cevapladı: "Yüz teşbih çekerseniz (yani subhanellah derseniz) sizin için bin basene (iyilik sevap) yazılır ya da bin hatanız siliniz

Günahları Ancak Allah Azze Affeder

Ebubekir, Resulullah'tan (as), kendisine namazda okuyacağı bir dua Öğ­retmesini istedi. Resulullah (as) O'na şöyle dedi: "Deki, eyAllahım!Ben çok­ça haksızlık yaparak nefsime zulmettim, günahları ise senden başka hiç kimse affedemez; beni katından bir mağfiretle bağışla ve bana rahmet et. Zi­ra sen bağışlayıcı ve rahmet edicisin." Bu hadis muttefekun aleyhtir.
Resuluüah'ın (as), "Allah'tan başka ilah yoktur, o tektir, ortağı yoktur. Allah en büyüktür, tüm şükürler O'na özgüdür, alemlerin rabbı olan Allah'a eksik ve yaraşmaz nitelikler vermeyiz. Yüce ve yargı sahibi Allah'tan başka güç ve kudret sahibi yoktur" demeyi öğrettiği bedevi, Resulullah'a (as) şöyle dedi: "Bunlar Rabbım içindir, peki benim için ne yar?" Resulullah (as),' "öy­leyse şunları söyle" dedi; "Allahım! Beni bağışla, bana rahmet et, beni doğru yola ilet, beni nzıklandır ve bana sıhhat ve selamet ver" ve ekledi, "hiç kuş­kusuz bu saydıklarının tümü sana dünya ve ahirette bir arada verilir".
Bu hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir

Allah Azze'ye Sığınarak

Bir adam Resulüllah'a (as) gelerek, Allah'a sığınabileceği sözcükler öğ­retmesini İstedi. Resul (as) O'na, şöyle söylemesini salık verdi: "Ey Allahtmf Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin ve diğer azalarımın şerrinden sana. sığınırım"
Nesâî bu hadisi kitabına almıştır

Akrebin İlacı

Resulullah (as), kendisine gelip "beni akrep soktu" diyen bir kimseye şöyle söylemesi yolunda fetva verdi (çözüm önerdi): "Onu yaşatan, akşama da ulaştırsın. Allah Azze'nin yarattıklarının şerrinden (kötülüklerinden) Al­lah Azze'nin mükemmel isimlerine sığınırım"
Bu hadisi îmam Müslim rivayet etmiştir

Cennetin Bahçeleri Mescidlerdir

Resul'e (as) Cennetin bahçeleri konusu sorulduğunda şöyle cevap verdi: "(Cennetin bahçeleri) mescidlerdir". Mescidlerdeki namaz (dua, ibadet, rü­ku) sorulduğunda İse, "suhhanallah, elhamdülillah, la ilahe illallah ve Alla-bu ekberdir" buyurdu.
Hadisi îmam Tirmizî rivayet etmiştir

Kıyamet Gününde Nelerden Sorgulanacağız?

Ebu Berze Nasla b. Ubeyd el-Eslemî'den şöyle rivayet olunmuştur: Re­sulullah (as) buyurdu ki, "kıyamet gününde ömrünü ne ile tükettiği, ilmiyle, öğrendikleriyle amel edip etmediği, malını nereden ve nasıl kazanıp nasıl ve ne uğrunda harcadığı ve vücudunu nerelerde ve nasıl eskittiği sorulmadan hiçbir kulun ayakları kımıldamaz. (Yani kul cezalandırılmaz)"
Bu hadisi İmam Tirmizî rivayet etmiştir

Resulullah'ın (As) Bildiklerini Biz Bilseydik Acaba Ne Yapardık?

Ebu Zerr'den şöyle rivayet olunmuştur: Resulullah (as) buyurdu ki, "ben sizin göremediklerinizi görüyorum; gök, yükünü çekemez olmuş, neredeyse çökecek, hem de çökmek onun hakkı olmuştur artık. Melekler Allah Azze'ye secde etmek üzere başlarını göğün her tarafına koymuşlar, öyle ki, gökte bir­kaç parmaklık dahi yer kalmamıştır, Allah Azze'ye yemin ederim ki, benim bildiklerimin birazcığını bile bilseydiniz o kadar çok ağlardınız ki, yatakla­rınızda hanımlarınızdan bile tat alamaz hale gelir, dağlara tırmanır ve Al­lah Azze'ye sığınırdınız".
Bu hadisi îmam Tirmizî rivayet etmiş ve hasen olduğunu söylemiştir

17 Haziran 2012 Pazar

Cehennemde Yetmiş Sonbahar

E bu Hureyre'den şöyle rivayet olunmuştur: Biz Resulullah İle beraber i-dik, ansızın bir düşme sesi duyuldu. Resulullah (as), "bunun ne olduğunu biliyor musunuz?" dedi. Biz, "Allah Azze ve Resulü en iyisini bilendir" dedik. Dedi ki, "hu, yetmiş sonbahar Önce nâra (cehenneme, ateşe) atılmış olan bir taştı. Şu anda ateşin dibine kadar düştü. îşte siz onun bu düşüşünün sesini işittiniz."
Bu hadisi imam Müslim rivayet etmiştir

Kıyamet Gününde "La İlahe İllallah" Sözcüğüne Karşı Ne Yapacaksın?

Cundep b. Abdullah'tan şöyle rivayet olunmuştur: Resulullah (as) müş­riklerden bir topluma Müslümanlardan bir elçi grubu gönderdi. Onlar bir a-raya geldiler. Müşriklerden biri Müslümanlardan birisine doğru gitti ve onu öldürdü. Bunun üzerine Müslümanlardan birisi de o mürik kimseye yöneldi ve onu yakalayıverdİ. Bize göre bu kişi Usame b. Zeyd'ti. kılıcını kaldırdığın­da o müşrik kişi Ha ilahe illallah"dedi, ama buna rağmen o adamı öldürdü. Daha sonra bu haber Resulullah'a (as) ulaştı. Resulullah (as) olayı sordu ve haberi araştırdı. Müslüman kişinin, "la ilahe ilallah" diyen, ama az önce bir Müslümanı öldürmüş bulunan o müşrik kişiyi öldürmesi olayı kendisine an­latıldı. Resulullah (as) o Müslümanı çağırttı ve O'na olayın nasıl cereyan etti­ğini sordu. O da, "ey Allah'ın elçisi, o adanı Müslümanlara aniden saldırdı ve zayiat verdi. Filan kimseyi ve şunu şunu öldürdü. Adına "Nefer" denilen bir kimseydi. Ben de O'na aniden saldırdım. Kılıcı görüp öleceğini anlayın­ca 'la ilahe illallah' dedi" şeklinde olayı anlattı. Resuluüah (as), "O'nu öldür­dün mü?" diye sordu. O, "evet" dedi. Resulullah (as), "kıyamet günü geldi­ğinde 'La ilahe illallah' sözcüğüne karşı nasıl davranacaksın? (Onun karşı­sında ne yapabileceksin?)" dedi. Bu sözünün üzerine herhangi bir şey ekle­medi..
Bu hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir

Çocuğun Anne Ve Babasına Benzemesi

Resulullah'a (a), çocukların kiminin anneye, kiminin de babaya benze­mesinin nedenleri sorulduğunda şöyle söyledi: "Eğer erkeğin suyu (genleri) kadının suyunu geçerse çocuk erkeğe benzer; eğer kadının suyu erkeğin su­yunu geçerse çocuk kadına benzer."Bu hadis muttefekun aleyhtir.
imam Müslim'in "Sahih"inde geçen hadiste ise şöyle buyuru İm akta d ir: "Eğer erkeğin suyu kadının suyunu geçerse çocuk Allah'ın izniyle erkeğe benzer, (veya doğan çocuk erkek olur), yok eğer kadının suyu erkeğin suyu­na galip gelirse doğacak çocuk Allah 'in izniyle kadına benzer (veya kız ço­cuğu olur)". "Hadiste üstad olanlarımız Özellikle bu hadisin İlk sözcüğünün üstünde duruyorlar. Çocuğun erkeğe benzemesi, erkek olması veya kadına (anneye) benzemesi, kız çocuğu olması aslında doğal bir nedene bağlı değil­dir. Çocuğun erkek ya da kız olması yalnızca Allah Azze'nin dilediği cinsi­yette ya da biçimde yaratmasına bağlıdır. Bu nedenle de bu husus rızıkla, e-celle, cennetlik ya da cehennemlik olmakla birlikte değerlendirilmiştir.
Hadisçilerİn bu değerlendirmesine karşılık şöyle denilmiştir: Eğer bu a-çıklama cümlenin ilk sözcüklerini ifade etmekteyse, bu demektir ki, hadisin ilk sözcükleriyle bunlar arasında herhangi bir çelişki sözkonusu değildir. Ya­ni erkeğin veya kadının sularının (genlerinin) birbirlerine üstünlük sağlama­ları çocuğun cinsiyetinin belirlenme nedeni olması hususu hadislerle bir zıt­lık arzetmemektedir. İşlerin içyüzünü en iyi bilen Allah Azze'dir

Vahiy Nebî'ye (As) Nasıl Geliyordu?

Resuluİlah'a (as) vahyin geliş şeklinin nasıl olduğu konusu sorulduğun­da şöyle dedi: "Vahiy bazen çan tıngırtısı biçiminde gelir; bu şekil bana en ağır, en çetin vahiy geliş tarzıdır. Beni âdeta sağırlaştınr, ama hana söylene­ni anlarım. Bazen de bir melek erkek biçiminde gelir." Bu hadis muttefekun aleyhtir

İslam'ın, İmanın Ve İhsanın Temelleri

Resulullah'a (as) İslam sorulduğunda, "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammet'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek, namazı kıl­mak, zekâtı vermek, oruç tutmak ve Kâbeyi tavaf etmektir" diye cevaplads
İman nedir denildiğinde, "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine ve ölümden sonra dirilmeye inanmandır" buyurdu.
İhsan nedir? denildiğinde, "Allah'ı görüyormuşçasına kulluk etmendir. Sen ö'nu görmeseri de O seni görür" dedi. Devamla, "temiz kadınlar temiz erkekler içindir. Siz onları tatlı bulduğunuz gibi onlar da sizi tatlı bulurlar ve sizden de tat alırlar. Çocuklarınızı doğurup soyunuzu sürdürmeleri de cabası" buyurdu.
Hadisi İmam Ahmed rivayet etmiştir. 

Kıyametin İlk Şartı Nedir?

Resulullah'a (as), "kıyametin (kopmasının) ilk koşulu nedir?" diye sorul­duğunda şöyle buyurdu: "Bir ateş (nâr) doğudan batıya insanları toparlar" .
İşte Abdullah İbn-i Selam'ın üç probleminden birisi bu idi. İkincisi, cen­nettekilerin ilk yiyecekleri nedir? Üçüncüsü İse, çocuğun anne ve babasına benzemesinin nedeni idi. Bu nedenleri ortaya atanlar bir takım yalancılardır, Bunlar bu üç roblemi bağımsız bir kitap haline getirdiler ve adına "Abdullah b. Selam'ın Risaleleri" dediler.
Bu üç problem de Buhari'nin Sahihi'nde ye raim akta d ir

Ey Harun'un Kardeşi

Resulullah'tan (as), Allah Azze'nin "ya Harun'un (kız) kardeşi" ayeti­ni ve İsa ve Musa (a) arasındaki durumları açıklaması istenince, Resulullah (as), "onlar (Yahudiler ve Hrisiiyanlar) kendilerine gönderilen nebileri ve daha önceleri de iyi insanları böyle adlandırıyorlardı"buyurdu

Hicret Sanadır

İmam Ahmed "Sünen" adlı eserinde şöyle aktarıyor: Bir Bedevî Resulul-iah'a (as) şöyle dedi: "Ey Allah'ın Peygamberi nerede olursan ol sana yapı­lan hicreti bana anlat; bu hicret yalnızca bir topluma (ulusa) mı özgüdür, yoksa bilinen bir yere mi yapılır, sen öldüğünde ise durum ne olacak?"
Bedevî sorusunu üç kez yineledi ve sonra oturdu. Resul (as) az bir süre sustuktan sonra şöyle dedi: "Bu soruyu soran kişi nerede?" Bedevî: "İşte bu­radayım" dedi. Resulullah (as): "Hicret; kötülüğün her türünden (fuhşiyat-tan) kaçınman, onlardan uzak katmandır; ister gizli olanı olsun, ister aşi­kâr olanı. Namazı kılman ve zekâtı vermendir. Bunları yaparsan ister bir yerde yerleşik olarak, ister seferde olduğun halde öl, sen (Allah ve Resulüne) hicret eden muhacirlerdensin" buyurdu.
Bir başkası: "Ey Allah'ın Peygamberi, bana cennet- ehlinin giyeceklerin­den haber ver; orada giyecekler yaratılacak mı yoksa dokuma suretiyle mi hazırlanacak?" diye sorunca oradakiler gülüştüler. Bunun üzerine Resulullah (as): "Bilmeyen bir kimsenin bilen birisine sorduğu soruya mı gülüyorsu­nuz?",diye buyurdu. Resulullah (as) bir saat kadar sustuktan sonra, "cennet-tekilerin giyeceklerini soran kişi nerede?" diye sordu. Adam, "buradayım ya Resulullah'' dedi. Resulullah (as), "hayır (cennettekilerin giysileri ne yaratılır ne de orada dokuma suretiyle hazırlanır) aksine cennetteki ürünler onlar nedeniyle üç kez yarılırlar" buyurdu

Kölelerin Erdemlesi

Resulullah'a (as) kölelerin en üstünü (erdemlisi), daha doğrusu hürriyet bahşedilmeye en layık olan köle hakkında sorulunca şöyle buyurdu: "Bizzat ailesinin yanında azad olunmaya en layık ve değeri en yüksek olandır

Onlar İçin Dünyada Ve Ahirette Müjdeler Vardır

Resulullah'a (as), Allah Azze'nin "dünya ve ahirette onlar için müj­deler vardır" ayetinin anlamı sorulunca şöyle buyurdu: "Buradaki müjde Allah Azze'ye inanan kimselerin gördükleri ya da kendilerine gösterilen sa­dık rüyalardır

16 Haziran 2012 Cumartesi

Toprak Parçası Mı, Kadın Mı?

Resulullah'a (as), "Sehe sözcüğü bir kadının adı mı yoksa bir yer adı mı?" diye sorulunca şöyle cevapladı: "Sebe ne bir kadındır, ne de bir yer adı; Araplardan on kişiye sahip olan bir kimsedir. Bu on adamdan altı ianesi sağ tarafa, yani Yemen taraflarına, diğer dördü ise Şam taraflarına gitmiştir.
Şam taraflarına gidenler Felham, Cüzzanı, Gassan ve Amile kabileleri­ni oluşturdular. Sağ tarafa (Yemen'e) gidenler ise Ezd, Eş'arî, Hımyer, Kinde, Müzbac ve Enmar kabilelerini oluşturdular."
Bunun üzerine birisi şöyle dedi: "Ey Allah'ın Peygamberi 'Enmâr' ne­dir?" Resulullah (as): "Kendilerinden 'Has'am' ve 'Buceyle' kabilelerinin o-luştuğu kesimdir" diye buyurdu

Sen Öleceksin Onlar Da


Resulullah'a (as), Allah Azze'nin "sen öleceksin onlar da. Sonra kı­yamet gününde Allah Azze'nin huzurunda birbirlerinizden davalaşa-caksımz" ayeti indirildiğinde Resul'e (as), "günahların özelliklerine (karşı­lıklarının ödenmesine) rağmen şu dünyada aramızda olanlar kıyamette de yinelenecek mi?" diye sorulduğunda: Resul (as), "evet, her haklının hakkı kendisine ödeninceye kadar burada olanlar ahirette de aranızda olacaktır" buyurdu.
Bunun üzerine Zübeyr, "Allah'a yemin ederim ki, bu iş gerçekten çok çetin " dedi.

Resuiullah'ın (As), İkinci İnişinde Cebrail'i Görmüş Olması

Resul'e (as), "Allah Azze'nin 'hiç kuşkusuz O'nu (Cebrail'i) bir başka i-nişinde de gördü' ayeti hakkında ne diyorsunuz?" diye soruldu. Resul (as): "Bu inen Cebrail (a) idi. O'nu, iki kez hariç yaratıldığı şekliyle hiç görme­dim" buyurdu.
Bu hadisi İmam Müslim kitabına almıştır

Ehlu'd Dâr Olan Müşrikler

İslam ülkesinde oturan (kendilerine ehlu'd Dâr denen) müşrikler İslam ülkesinde evleniyor, hanımları ve çocukları oluyor; bunların hükmü nedir-di­ye sorulunca, Resul (as), "çocukları ve hanımları onlardan birer parçadır" buyurdu. Bu hadis sahihtir. Çocukların ve hanımların onlara ait oluşu, uyruk meselesi İle ilgili dünya işlerine ait kararlardandır ve ahiretteki durum ile bir bağlantısı yoktur. Ahirette bir cezaya uğramak ise bir kanıta dayanmaktadır. Nitekim Allah Azze kesin bir kanıt göstermeden! ve ortaya koymadan hiç kimseye azab etmez.

Allah Azze'ye Ortak Koşanların Çocukları

Resulullah'a .(as), Allah Azze'ye ortak koşanların çocuklarından küçük yaşta ölenleri hakkında sorulduğunda, Resulullah (as), "Allah onların ne yapmakta ve ne durumda olduklarını en iyi bilendir"diye buyurdu.
Bu açıklama bazı kişilerin bu konudaki zanlarını dektekler mahiyette ol­madığı gibi, Allah Teala'nın, kendi ilmi nedeniyle onların yaptıklarının karşı­lığı olarak çocuklarına bir ceza verdiğinin açıklaması da değildir. Eğer ölmüş olan bu çocuklar yaşamış olsalardı kesin bir cevap verilebilirdi. Ama Allah
Azze onların yapmış olduklarını bilir, bu bilgisi doğrultusunda da yaptıkları­nın karşılığını kıyamet gününde verecektir. Bu işlem yalnızca İlme (bilmeye) dayanmaz. Hadis alimleri, küçük yaşta Ölen müşrik çocuklarının ahirette im­tihan edilecekleri ve Allah Azze'nin buyruk ve yasaklarını gereği gibi ifa e-denlerin cennete, Allah Azze'ye isyan edenlerin de cehenneme'girecekleri konusunda hemfikirdirler

İlaç Kaderden Bîr Bölümdür

Resulullah'a (as), "ilaçla tedavi ve büyü hakkında ne diyorsun, bunlar kaderden herhangi bir şeyi değiştirebilirler mi?" diye sorulduğunda, Resulul-lah (as): "Bu da kaderden bir bölümdür (kaderdendir)" dedi

Kendinizi Koruyun (Kendinizden Sorumlusunuz)

Resulullah'a (as) şöyle soruldu: "Allah Azze'nin 'ey inananlar, siz ken­dinize hakin (kendinizden sorumlusunuz)' ayetinin anlamı nedir?" Resulul-lah (as) şöyle buyurdu: "İnananlar, Allah Azze'nin 'iyiliği emir, kötülüğü yasaklama' kuralına uyarak buyrukları yerine getirip haram ve yasaklardan kaçınan kimselerdir. Hatta önem verilip boyun eğilen bir cimrilik, adım a-dım uyulan boş arzular, etkileyici bir dünya ve her görüş sahibinin kendi görüşleri karşısında gösterdiği şaşkınlığı gördüğün zaman özellikle kendi nefsine dikkat et ve kendi sorumluluğunu bil, diğer insanların işlerini ve hallerini kendilerine bırak

Birr (İyilik, Hayır, Sevap) Ve Günah

Resulullah'a (as), "birrve isnı (günah) nedir?" diye sorulduğunda şöyle cevapladı: "Btrr, kalbin ve nefsin kendisiyle bir doyumsamaya, kanıksamaya (İtminana) ve rahatlığa ulaştığı şeydir, hm (günah) ise kalbi tırmalayan, kö­tü yönde onu etkileyen ve gönülde tereddüt, kararsızlık uyandıran şeydir

Günah Nedir?

Resulullah'a (as), "günah nedir?" diye soruldu. O (as), "eğer kalbini bir şeyler tırmalıyor ve kazıyorsa onları terket" buyurdu

İmanın Hakikati

Resulü Hah'a (as), "imanın durumu nedir?" diye soruldu. O (as), "iyilik­lerin seni sevindiriyor ve kötülüklerin de üzüyorsa sen Allah'a inanmış mü 'ininsin demektir" dedi

Cennette Deve Vardır

Resuluîlah'a (as) şöyle soruldu: "Cennette deve olacak mı?" O (as): "E-ğer Allah Azze seni cennete sokarsa orada canının dilediği ve gözünün do­yacağı kadar deven olacaktır" buyurdu.

El-Hur El-Ayn'ların Nitelikleri

Tabaranînin Mu'cemi'nde Ümmü Seleme'nİn Resulullah'a (as) şöyle sor­duğu rivayet olunmaktadır: "Ey Allah'ın elçisi Allah Azze'nin ayetindeki 'hû-run aynun' ne demektir?" Resulullah (as), "hür, beyaz; ayn, gözlerin en irisi

15 Haziran 2012 Cuma

Ey Resulullah Bize Durumumuzu Anlat (Ne Olacağız?)

Saraka b. Malik, Resulullah'a (as) sordu: "Ey Allah'ın elçisi bize adeta gözümüzü dikerek baktığımız ve 'ne olacak?' deyip durduğumuz durumu­muzu anlat; kalemler yazacaklarını yazdılar mı, ölçüler belirleyeceklerini belirlediler mi (yani kader ve kaza belirlenip bitti mi bizim yapacaklarımı­zın durumları nedir?) ya da bunların yeniden yapılması ne ile istenebilir?" Peygamber (as), "hayır, durum böyle değil; kalemlerin yazdığı ve ölçülerin belirlediği şeyler vardır (kaza ve kader bazı hususlarda kesindir)" deyince Saraka, "o halde tüm bu çalışmalar, amel etmeler nedir, neye yararlar?" de­di. Resulullah (as): "Çalışıp çabalayınız, amel işleyiniz, zira tüm ameller ve çalışmalar kolaylaştırıcıdırlar" dedi. Bunun üzerine Saraka, "öyleyse bundan sonra sonsuza dek amelî (pratik) konulardaki içühadlarda benden daha çe­tini bulunmayacaktır" dedi.

İnsanları Genel Olarak Cennete Ya Da Cehenneme Sokan Şey Nedir?

Resulullah'a soruldu: "İnsanları cehenneme en fazla sokan faktör ne­dir?" Resulullah (as): "Bu faktör iki boşluktur; ağız ve (özellikle kadınların) cinsiyet organları" diye buyurdu. "Ya Resulullah! insanları çoğunlukla cen­nete götüren etkenler hangileridir" denildiğinde ise, "Allah Teala'dan kork­mak (takva) ve güzel ahlaktır" diye cevapladı

Bir Toplumu Seven, Ama Onların Yaptıklarını Yapmayan İnsanın Durumu Nedir?

Resulullah'a (as) soruldu: "Ey Resulullah! Bir kimse bir toplumu seviyor, ama onların yaptıklarını yapmıyor, (bunun hakkında ne dersiniz)?" O (as) şöyle buyurdu: "Kişi sevdiği ile beraberdir

Kıyamet Gününde Kişinin Aile Bireylerini Hatırlaması

Resulullah'a (as) şöyle soruldu: 'Ahirette aile bireylerinizi hatırlayacak mısınız?" O (as), "yalnızca üç yerde kimse kimseyi hatırlayacak durumda değildir; Herkesin sevaplarının mı günahlarının mı daha ağır bastığını (da­ha çok olduğunu) ortaya koymak için mizan (tartı, terazi) ortaya konuldu­ğunda, sağından mı, solundan mı yoksa arkasından mı alacağı (cennetlik­lerden mi yoksa cehennemliklerden mi olacağı) belli olsun diye amel defter­leri dağıtıldığında ve cehennemden kurtulup kurtulmadıkları (cenneti hak e-dip etmedikleri) bilinsin diye Allah Azze'nin yaratıklarından dilediğini hap­settiği ve iki tarafında dikenlerin ve mahmuzların (engellerin) bulunduğu cehennem köprüsü üzerinde 'sırat'kurulduğunda.."buyurdu

İnkarcılar Yüzüstü Sürülerek Toplanırlar

İnkarcılar Yüzüstü Sürülerek Toplanırlar

ResuluİIah'a (as), "kıyamet gününde inkarcılar nasıl yüzüstü sürülerek toplanırlar?" diye sorulunca şöyle cevap verdi: "Onları (insanoğlunu) dün­ya hayatında iki ayağının üzerinde yümîen (Allah Teala) ahirette de onlan yüzlerinin üstünde yürütmeye kadir değil midir?"

Cennette Atlar Olacak Mı?

Resulullah'a (as), "cennette at olacak mı?" diye sorulunca soru sahibine, "eğer cennete girersen sana yakuttan yapılma kanatlan olan bir at getirirler, sen de ona binersin ve cennette dilediğin yere uçarsın"buyurdu

14 Haziran 2012 Perşembe

Cennette Nikah

Nebi'ye (as), "cennettekiler nikahlanırlar mı?" diye sorulunca şöyle ce­vap verdi: "Senliğini yitirmeyen bir erkeklik uzvu, kesilmek bilmeyen bir şeh­vet ve tüm. istek ve arzuyla".
Bu hadis Tabaranî'nin Mu'cem'inde yer almaktadır.
Cevheri şöyle dedi: Bu hadiste geçen (ve "tüm istek ve arzuyla" şeklin­de çevrilen-çev.) D.H.M. sözcüğü "sarılıp şiddetle, tüm sertlikle itmek" de­mektir. Bu hususta yine Resulullah'a (as) şöyle sorulmuştur: "Cennettekler cinsel ilişkide bulunurlar mı?'' Resulullah (as): "Evet, ama ne meni (döl, erlik suyu ve sperm) ne de dişilik suyu veya ölüm yoktur".
Yine şöyle soruldu: "Cennettekiler uyurlar mı?" Resulullah (as): "Hayır, uyku ölümün kardeşidir, onlar uyumazlar" buyurdu

Cennette Sevişip Cinsel İlişkide Bulunacak Mıyız?

Resulullah'a (as) şöyle soruldu: "Acaba cennette sevişip cinsel ilişkide bulunacak mıyız?" Resulullah, "evet, nefsimi elinde tutan Allah Teala'ya ye­min olsun ki, hem de sık sık ve tüm arzu ve istekle; üstelik sevişmenin hemen sonrasında eşler bakirelikleriyle ve temiz halleriyle size tekrar dönecekler".
Bu hadisi bazıları tbn-i Hibban'ın Sahih'inin koşullarına isnad ederler

Kıyamet Gününde İnsanların Azap Bakımından En Şiddetli Olanları

Nebi (as) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde insanlar içerisinde en çe­tin azaba uğrayacak olanlar; resullerden herhangi birisinin öldürdüğü ve­ya resullerden herhangi birini öldürenler, sapıklığın ve sapıkların elebaşlan ve onların temsilcilerinden olanlardır".
Bu hadisi İmam Ahmed ve "El-Mucemul Kebîr" adlı eserinde Tabaranî rivayet etmişlerdir

Güneş Ve Ay Ortadan Kaldırıldığında Hangi Şeyden Yararlanarak Görebileceğiz?

Güneş Ve Ay Ortadan Kaldırıldığında Hangi Şeyden Yararlanarak Görebileceğiz?

Resulullah'a soruldu: "O gün güneş ve ay ortadan kaldırılacağı için ne aracılığıyla görebileceğiz?" Resulullah (as) şöyle buyurdu: "Şu anda sahip olduğunuz gözlerinizin -ve göz ışığınızın- benzerleriyle. Bu, güneşin doğuşu ile beraber yeryüzünün aydınlanması ve daha sonra da dağların güneş ışık­larını engellemesi gibi bir şeydir."
Resulullah'a (as) şöyle soruldu: u Cennette su olacak mı?" Resulullah (as) şöyle cevapladı: "Duru ve katıksız bal nehirlerinden, başağrtsı yapmayan, sıkıntı ve pişmanlık vermeyen kadehlerden, tadı değiş­meyen ve bozulmayan süt nehirlerinden, tadı değişmeyip bozulmayan sular­dan ve meyvalardan sular elde edilecektir. Yemin olsun ki, şu anda bildikle­rinizle birlikte daha hayırlıları ve daha güzellerinin bulunmasının yanışım Müslümanlar için temiz eşler de olacaktır

Allah Teala'nın Müsamahası

Allah Teala'nın Müsamahası

Aişe'den rivayet olunmuştur. Kendisi, Resuluüah'ın bazı namazlarında şöyle söylediğini işitmiş: "Ey Allah'ım beni kolay bir şekilde hesaba çek. (Ahi-ret hesabımı kolaylaştır)" Ben şöyle dedim: "Ey Resulullah/ Kolay hesap ne­dir ki?'^ Şöyle dedi: "Kişinin amel defterine (kitabına) şöyle bir bakılması ve Allah Azze'nin o kişiye müsamaha edip hatalarını bağışla maşıdır. Hesabı inceden inceye didik didik edilerek hesaba çekilenler o gün helak olmuşlar demektir ey Aişe".
Bu hadisi tmam Ahmed ve İbni Mâce rivayet etmiştir.

13 Haziran 2012 Çarşamba

Enbiya Suresi

ENBİYÂ

Bismillâhirrahmânirrahîm

21/ENBİYÂ-1: Ikterebe lin nâsi hisâbuhum ve hum fî gafletin mu’ridûn(mu’ridûne).
İnsanlar için hesap vakti yaklaştı. Ve onlar, gaflet içinde yüz çevirenlerdir.


21/ENBİYÂ-2: Mâ ye’tîhim min zikrin min rabbihim muhdesin illestemeûhu ve hum yel’abûn(yel’abûne).
Rabbinden, yeni bir zikir (uyarı) gelmeye görsün. Onu, ancak oynayarak (alay ederek) dinlerler.

Taha Suresi

20 - TAHA
Bismillahirrahmanirrahim

1.    Taha   
2.    Ma enzelna aleykel kur'ane li teşka   
3.    İlla tezkiratel limey yahşa   
4.    Tenziylem mimmen halekal erda ves semavatil ula   
5.    Errahmanü alel arşisteva   
6.    Lehu ma fis semavati ve ma fil erdı ve ma beynehüma ve ma tahtes sera   
7.    Ve in techer bil kavli fe innehu ya'lemüs sirra ve ahfa   
8.    Allahü la ilahe illa hu lehül esmaül husna   
9.    Ve hel etake hadiysü musa   
10.    İz raa naran fe kale li ehlihimküsu innı anestü naral leallı atıküm minha bi kabesin ev ecidü alen nari hüda   

Meryem Suresi

Meryem Suresi
19 - MERYEM
Bismillahirrahmanirrahim

1.    Kef ha ya ayn sad   
2.    Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya   
3.    İz nada rabbehu nidaen hafiyya   
4.    Kale rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra'sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya   
5.    Ve innı hıftül mevaliye miv veraı ve kanetimraetı akıran feheb lı mil ledünke veliyya   
6.    Yerisüni ve yerisü min ali ya'kube vec'alhü rabbi radıyya

KEHF Suresi Latin okunuşu ve türkçe meali anlamı

KEHF Suresi Latin okunuşu ve türkçe meali anlamı
18 - KEHF
Bismillahirrahmanirrahim

1.    El hamdü lillahillezı enzele ala abdihil kitabe ve lem yec'al lehu ıveca   
2.    Kayyimel li yünzira be'sen şedıdem mil ledünhü ve yübeşşiral mü'minınellezıne ya'melunes salihati enne lehüm ecran hasena   
3.    Makisıne fıhi ebeda   
4.    Ve yünzirallezıne kalüttehazellahü veleda   
5.    Ma lehüm bihı min ılmiv ve la li abaihim kebürat kelimeten tahrucü min efvahihim iy yekulune illa keziba   

İsra Suresi Anlamı Arapça okunusu

İsra Suresi Anlamı Arapça okunusu
17 - ISRA
Bismillahirrahmanirrahim

1.    Sübhanellezı esra bi abdihı leylem minel mescidil harami ilel mescidil aksallezı barakna havlehu li nüriyehu min ayatina innehu hüves semıul besıyr   
2.    Ve ateyna musel kitabe ve cealnahü hüdel li beni israiyle ella tettehızu min dunı vekıla   
3.    Zürriyyete men hamelna mea nuh innehu kane abden şekura   
4.    Ve kadayna ila benı israiyle fil kitabi le tüfsidünne fil erdı merrateyni ve le ta'lünne ulüvven kebıra   
5.    Fe iza cae va'dü ulahüme beasna aleyküm ıbadel lena ülı be'sin şedıdin fe casu hılaled diyar ve kane va'dem mef'ula   

12 Haziran 2012 Salı

Cemaat taassubu


Cemaat taassubu: Ne yazık ki günümüzde müslüman olduğunu söyleyenler de çeşitli guruplara, tarikatlara, partilere, hiziplere bölündüler. Tıpkı tarihte olduğu gibi. Her grup insanları peşinde gittiği şeyhe, lidere, mezhep ve meşrebe çağırmaya, onu ön plana çıkarmaya çalışıyor. Bunun adına da “ilahi kelimetullah için cihad” denmekte. Bu guruplardan biri diğerinin imanını, amelini, samimiyetini kısacası tavırlarını kendi gurubuna göre değerlendirmekte. Halbuki tevhid dini İslamda lider bir kişidir, cemaat bir cemaattir, ilkeler birdir. Her cemaat kendi ağabeyini, liderini veya ileri gelenlerini mutlak lider görmeye başlayınca biri diğerine tabi olmak şöyle dursun, bazen bile bile karşısındakini haksız yere suçlayabilmekte. Halbuki müminler birbirlerini hiç kimsenin malı olmayan ve hiç kimsenin tekelinde olmayan Allah’ın dinine çağırmaları gerekirken birbirlerini bağlı bulundukları mezhebe, meşrebe, ırka ve lidere davet etmekteler. Bizler ayrılığa üzülmek yerine onun rahmet olduğunu savunup duruyoruz. (İnsanları Tefrikaya Düşüren Faktörler-Mahmut Balcı)
             Bir zaman öyle kimseler gelecektir ki, ilim boğazlarından inmez, içleri başka dışları başkadır, bildikleri ile yaptıkları birbirine uymaz. Cemaat kurup otururlar ve birbirleriyle iftihar ederler. Eğer onlardan biri, bir başkasının yanına oturursa ona kızar ve onu arkadaşlıklarından atarlar. İşte bunlardır ki, amelleri oturdukları yerde kalıp Allah’a yükselmez. (Hz. Ali) (Murabıta Notlar-1 Abdullah Büyük)

Cemaat


Cemaat: El Gayede “Alimlerimizin âmmesi, gerçekten cemaat vaciptir, dediler” denilmiştir. Müfid’de ve onun tesmiyesinde “Cemaat, sünnetle vacip olduğu için sünnettir” denilmiştir. Bedai de “Cemaat, akıllı, ergenlik çağına gelmiş, cemaatle namaz kılmaya zahmetsiz gücü yeten erkekler üzerine vaciptir” denilmiştir. (Fetevayi Hindiyye)

Cariyenin avreti


Cariyenin avreti: Cariyenin avreti göbeği ile dizkapağı arasıdır. Bu cumhurun görüşüdür. Bu görüşün peygamberimize dayanan (merfu hadis şeklinde) bir dayanağı yoktur. Hz. Ömer’in kavli ile ihtiyaca dayandırılmıştır. (İbni Hümam-Fethül Kadir) zahirilere göre avret konusunda cariye ile hür kadın arasında bir fark yoktur, cariyenin de el, ayak ve yüzü hariç, tüm bedeni avrettir. Çünkü bu ikisini ayırmak için nakli ve sağlam bir delil gerekir bu ise yoktur. (İbni Hazm-Muhalla) İmam Şafinin bir kavline göre cariyenin –dirseklere kadar- elleri ile başı avret değildir. (Şirazi-Mühezzeb) İmam Malik’ten bir rivayete göre yalnızca saçı avret değildir. (Şevkani- Neyl) (Helaller ve Haramlar-Hayrettin Karaman)