17 Haziran 2012 Pazar

Hicret Sanadır

İmam Ahmed "Sünen" adlı eserinde şöyle aktarıyor: Bir Bedevî Resulul-iah'a (as) şöyle dedi: "Ey Allah'ın Peygamberi nerede olursan ol sana yapı­lan hicreti bana anlat; bu hicret yalnızca bir topluma (ulusa) mı özgüdür, yoksa bilinen bir yere mi yapılır, sen öldüğünde ise durum ne olacak?"
Bedevî sorusunu üç kez yineledi ve sonra oturdu. Resul (as) az bir süre sustuktan sonra şöyle dedi: "Bu soruyu soran kişi nerede?" Bedevî: "İşte bu­radayım" dedi. Resulullah (as): "Hicret; kötülüğün her türünden (fuhşiyat-tan) kaçınman, onlardan uzak katmandır; ister gizli olanı olsun, ister aşi­kâr olanı. Namazı kılman ve zekâtı vermendir. Bunları yaparsan ister bir yerde yerleşik olarak, ister seferde olduğun halde öl, sen (Allah ve Resulüne) hicret eden muhacirlerdensin" buyurdu.
Bir başkası: "Ey Allah'ın Peygamberi, bana cennet- ehlinin giyeceklerin­den haber ver; orada giyecekler yaratılacak mı yoksa dokuma suretiyle mi hazırlanacak?" diye sorunca oradakiler gülüştüler. Bunun üzerine Resulullah (as): "Bilmeyen bir kimsenin bilen birisine sorduğu soruya mı gülüyorsu­nuz?",diye buyurdu. Resulullah (as) bir saat kadar sustuktan sonra, "cennet-tekilerin giyeceklerini soran kişi nerede?" diye sordu. Adam, "buradayım ya Resulullah'' dedi. Resulullah (as), "hayır (cennettekilerin giysileri ne yaratılır ne de orada dokuma suretiyle hazırlanır) aksine cennetteki ürünler onlar nedeniyle üç kez yarılırlar" buyurdu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder