Bir adam Resulullah'tan (as) fetva
istedi ve şöyle dedi: "Ben Kur'an-ı Kerim'den hiçbir şey öğrenemiyorum
(anlayamıyorum), bana yarar sağlayacak bir şeyler öğret". Resulullah (as): "De
ki, subhanallah, velhamdu lillah ve la ilahe illallah, vallahü ekber ve la havle
ve'la kuvvete illa billab (yani, Allah'a eksik ve yaraşmaz nitelikler vermeyiz,
O'nu tenzih ederiz, şükür Allah'a özgüdür, Allah'tan başka ilah yoktur, Allah
en büyüktür ve Allah'tan başka güç ve kudret yoktur)" dedi. Adam, "ey
Allah'ın'elçisi bunlar Allah Azze içindir. Peki benim için ne var?" diye sorunca
Resulullah (as) şöyle buyurdu: "De ki, ey Allahtm! Bana rahmet et, hana sıhhat
ve selamet ver, beni doğru yola hidayet et ve bana rtzık ver." Adam şöyle dedi:
"Bunlar Allah Az-ze'nin elindedir ve onları sıkıca tutmuştur." Resulullah (as),
"ama Allah Azze elini hayırla doldurmuştur" buyurdu.
Bu hadîsi Ebu Davud rivayet
etmiştir.
Ebu Hureyre hurma ağacı fidanları
dikerken Resulullah (as) O'na uğradı ve şöyle dedi: "Şu ektiğin fidanlardan daha
hayırlısını göstereyim mi? Subhanallah velhamdülillah ve lailahe illa la h,
vallahu ekber.. İşte bu (duanın) her bir parçası (sözcüğü ve harfi) için sana
cennette bir ağaç dikilir."
Bu hadisi lbn-i Mâce rivayet
etmiştir.
Resulullah'a (as) şöyle soruldu:
"Hergün bin iyiliğin sevabını (hin hasenatı) nasıl kazanabiliriz?" O (as) şöyle
cevapladı: "Yüz teşbih çekerseniz (yani subhanellah derseniz) sizin için bin
basene (iyilik sevap) yazılır ya da bin hatanız siliniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder